2 Şubat 2023 Perşembe

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 180 / OKULLARIMIZ NE DURUMDA ?

 Bu haftanın konusu "Okullarımızda eğitim ne durumda?" 



 Hakkında uzun uzun yazabileceğim ama yazınca başımı belaya sokabilecek bir konu diyebilirim :))

Ama bizim dönemimizle kıyaslamak istiyorum ben bugünü. 

Ben 1978 doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi herkesle beraber, herkes gibi bitirdim. Liseyi meslek lisesinde okudum ve mezun olduğum yıl ebe-hemşire olarak atanarak meslek hayatıma başladım.

Bizim zamanımızda öğretmen kelimesinin bir karşılığı vardı. Öğretmen bizi hayata hazırlayan, anne ve babamızdan sonra en çok güven duyduğumuz, kendisini okul dışında gördüğümüzde bile saygı ile oturuşumuzu düzelttiğimiz, okul içinde hem sevdiğimiz hem de çekindiğimiz biriydi. Öğretmenlerimiz gönüllü olarak bizlerle ilgilenir, hafta sonu evlerinde bile isteyen öğrencilere bedava destek dersleri verirlerdi. Hatta Allah rahmet eylesin Ramazan Hocamın evine kurs almaya gitmeyi çok severdim ben. Rahmetlinin eşi bize sıcacık kek ve süt ikram ederdi. Dersimizi yapar sonra birlikte sohbet ederdik.  

Öğretmenlerimiz öğretirdi. Eğitimleri, donanımları öğretme üzerineydi. Ama sadece ders değil, hayatı, doğayı, şiiri, sevgiyi, saygıyı, atayı, tarihi öğretirlerdi.

Zengin, fakir aynı sıralarda eşit şekilde ders görürdük. Kimse parası olduğu için ayrıcalık görmezdi. Ya da parası olmayan kendini kötü hissetmezdi. 

Tabi ki kötü yanları yok muydu? Okuldan ziyade askeriye gibiydi okullar. Katı kuralları vardı. Saçlar, tırnaklar, etek boyları nedense herkes için büyük mevzuydu. 

Ama biz Türk ve Türkiye tarihini öğrenirdik. Gözümüz kapalı harita çizebilirdik. Dönem ödevleri ile eksik olduğumuz dersten bir konu verilir ve biz onu kütüphanelerde gezerek araştırır, illa ki öğrenirdik. Ödevler yapılmadan yatılamazdı. Sınıfta kalma sistemi vardı. Kalmamak için öğrenmek ve çalışmak durumundaydık. Şimdi ki gibi geçmezsen nasılsa geçiriyorlar mantığı yoktu bizlerde.

Benim iki oğlum var. Ve imkanlarımız doğrultusunda yaşadığımız şehrin iyi okullarında okuttuk. Hatta lise eğitimlerini özel okulda aldılar. Çünkü mahallemizde ki okullar çocuklarımızın huzurla gidebileceği ortama sahip değillerdi. Amerikan gençlik filmlerinde izlediğimiz çetelerin bizim okullarımızda oluştuğu ve ergen istismarının yoğun yaşandığı yerlerdi. 

İyi okullarda okumalarına rağmen, gerçekleştirilen müfredat değişiklikleri sonucunda çocuklar kendi ülkelerini ne harita üzerinde ne tarihi olarak öğrenmeden mezun oldular. Kendi ülkesinin öğretilmediği bireylerin aidiyet duygularının gelişmeyeceğini düşünüyorum ben. Belki bu fikrime karşı çıkabilirsiniz ama milli bayramını bilmeyen, vatanın nasıl kurulduğu anlatılmayan, haritasını bile bilmediği bir çocuk o millete, o ülkeye, o devlete ait yetişmiyor bence. 

Fen laboratuvarları var deney yapılmıyor. Spor salonları var spor yapılmıyor. Havalı dil sınıfları var dil öğretilmiyor. Zengin, fakir arasında uçurum var. Teknik okullar var, malzeme yok. Çocuklara internet üzerinden görsellerle bir şeyler anlatılmaya çalışılıyor. Dokunmadan, görmeden ne öğrenilirse o kadarı öğretiliyor. Öğretmenin bir değeri yok. Okullara öğretmen olarak atananların bir çoğu saçma sapan, adı üniversite olan üniversitelerden mezun olmuşlar. Sistem içinde karmaşa. Karmaşa içinde sistem oluşturulmaya çalışılıyor. 

Elbette bunlar benim bir veli olarak gözlemlerim. İçinde çalışan, okuyanlar daha doğru değerlendirecektir. Umarım bir an evvel kendimize uygun, kendimiz ve çocuklarımız için doğru olanı içeren bir sistem bulunur ve hayata geçirilir. Yoksa her şeye geç kaldığımız gibi bu treni de kaçıracağız. Sonra çocuklarımızı başka milletlere hizmet ederken uzaktan hasretle izleyeceğiz.  

3 yorum:

  1. Bloglarda sizin yazı başlığınızı da görünce sevindim doğrusu. Toplam 5 kişi olduk. Oysa yazacak ne çok şey var. Doğru, geçmişte de yakınmalar, eksikler, hatalar vardı ama yaprak dökümü gibiydi. Şimdilerde kök çürüyor, ama sadece seyrediyoruz.
    Henüz çok gençsiniz, yaşadığınız yılları ne güzel özetlemişsiniz. Hep Devlet okullarında okumuş, Eğitimin her kademesinde çok severek çalışmış emekli bir Eğitimci olarak gerçekten içim acıyor. İlkokul öğretmenimin bile adını unutmadım. Çok disiplinliydi, çocuklar açısından biraz yaşlıydı ama idealistti. Sınıf kitaplığımız, eğitsel çalışmalarımız vardı .Küme çalışmaları ile çok şey kazandık.
    Lisede okul gazetesi çıkarırdık. Moliere'in "Cimri" adlı eserini sahneye koymuştuk. Tiyatro sevgim ta o zamanlardan gelir.
    Çocuklarınıza iyi bir gelecek diliyorum.

    YanıtlaSil
  2. eskiden daha iyiydi diyorsun yanii de mi :)

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar.
    Eskinin her şeyi, yenisinin en iyisinden iyiydi.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil