24 Aralık 2020 Perşembe

KELİME OYUNU 4

 ...

Kaç saat uyudum bilmiyorum. Öyle derin uyumuşum ki uyandığımda nerede olduğumu anlamak için uzunca bir süre düşünmem gerekti. İşe başlamadan önceki son boş günümde şehri gezip, kesfetmek istiyordum. Dışarıda mis gibi bir bahar havası vardı. 

Kahvaltı için yemek salonuna inmek için hazırlandım. Annemin bana çok yakıştığını söylediği elbisemi giydim. YEŞİL gözlerin ortaya çıkıyor bu elbiseyle derdi hep. Aynada kendime baktım. Kendimden bir makas aldım ve aşağıya indim. 

Filtre kahve ile güne başlamayı seviyor Avrupalılar. Bana göre değil. Oysa ben SABAHları demleme çay seviyorum. Ama yok.  Öyle muhteşem kahvaltı sofraları yok. Umduğumu değil bulduğumu yedim ve kendimi Dublin sokaklarına attım.

Oldukça gösterişli binaların arasından kıvrıla kıvrıla ilerleyen YOLlarda dolaştım durdum. Şehrin bazı bölgeleri kargaşa, bazı bölgeleri ŞİİR gibiydi. Cep telefonuma bana lazım olacak mekanların konumlarını işaretlemeye başladım. 

Nerelerden geçtim, ne kadar yürüdüm bilmiyorum. Bir kafeteryada bir şeyler yemek için mola verdim. Bir dilim kek ve kahve söyledim kendime. Siparişimin gelmesini beklerken omzuma dokunan el ile irkildim. Kafamı kaldırdığım George ile karşılaştım. "Yok artık, nasıl yani" iç sesim duruma benden daha çok şaşırmıştı. 

-Oturabilir miyim Akya.

-Tabi ki

-Bu bir tesadüf olamaz değil mi? Koskoca şehirde karşılaşmamız yani

-Bence de olamaz ama sence de garip değil mi? Öyle şaşkınım ki.

George uzun boylu, atletik yapılı ve oldukça dikkat çekiciydi. Gözlerimi ondan kaçırmadan konuşamıyordum. Baktıkça insanı kendine çeken bir ruh hali vardı. Hani bizim oralarda derler ya şeytan tüyü var bunda diye .İşte tam olarak öyleydi. Konuştukça konuştuk. Kahvenin biri gitti bir diğeri geldi. Burada yaşıyormuş ama aslen İngilizmiş. Türkiye'de İngilizce öğretmenliği yapmış bir süre. Ancak artık İrlanda'da devam edecekmiş görevine. Evet evet aklınızdan geçeni ben de sordum bekarmış. Kız arkadaşından Türkiye'ye giderken ayrılmış. Uzun hikayeymiş, sonra anlatırmış. Akşam olmaya başladığında artık otelime dönmem gerektiğini, yarın yeni işime başlayacağımı söyledim. Sana eşlik edebilir miyim yol boyunca dedi. Çok sevindim. Birlikte gelirken tek yürüdüğüm yolları birlikte adımlamaya başladık. Yanımdayken burnuma dolan kokusu oldukça etkileyiciydi. BAHARAT kokulu bir parfüm seçmişti. Derin derin çekerken kendimi Anadolu'da gibi hissettim. 

..............

16 yorum:

  1. ne güzel olmuş yine hoş bir romantik hikaye gibi gidiyor bakalımlım. ikinci bölüm oldu bu bu arada, akyanın maceraları devam ediyoooo :)

    YanıtlaSil
  2. Böyle bir şeyi bana arkadaşım anlatsa o George'a çok dikkat et hemen güvenme derim. Erkeklere güvenim sıfırın altında ne yazık ki. Bakalım bu hikayede yanıltacak mı beni? :D Okuması çok keyifliydi. Ellerinize sağlık. :)

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel olmuş. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel olmuş. Yüreğine, emeğine sağlık Sevda :))

    YanıtlaSil
  5. Evlenecekler miiii acaba🎈🎈🎈😉 bir kitabın ilk sayfalarından gibiydi, derli toplu, üslubu olan bir yazi nacizane fikrim elbet🙂 cok sevgilerimle

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel keyifle okudum bir solukta bitti ben devamını beklerken 😊👏🎈kalemine sağlık canım benim sevgiler sevgiler..

    YanıtlaSil
  7. Güzel bir aşk başlıyor gibi. 🙂
    Karşılaşma anına bakarsak daha önceden birbirlerini tanıyor gibiler. Oysa son paragrafta Akya onu, ilk kez karşılaşmış gibi anlatmış. Bir daha mı düşünülse burası? 🤗

    YanıtlaSil
  8. Yaban ellerde yalnızlık çekmeyecek:)

    YanıtlaSil
  9. güzeldi thanks :)

    YanıtlaSil
  10. İçinde İrlanda Dublin geçen herşeyi çok e viyorum, bunuda çok sevdim. Hiç kurgu gibi gelmedi yaşanmış bir an gibi.

    YanıtlaSil
  11. Ben bu konuya yorum yapmamışım galiba. Yapmışsam da bunu yayımlamazsınız.
    Hikaye sıcak ve aşk kokuları eşliğinde devam etmiş.
    Bakalım sonra ne olacak..
    :)

    YanıtlaSil
  12. Akya'nın maceraları romantik romantik ilerliyor :)

    YanıtlaSil
  13. Çok güzel etkinlikler bunlar... çok teşekkürler.

    YanıtlaSil