16 Ağustos 2019 Cuma

17 AĞUSTOS

2000'li yıllarda ne olacağız acaba diye hayal kurardık kardeşimle. O uzay polisi olacağım derdi küçükken ben de üniversitede okuyan idealist bir gazeteci olacağım derdim. Hayaller ne güzeldir. İnsan kendisi için kötüsünü hiç düşünmez...

Ama hayat hiç sandığımız gibi bir şey değil. Sürprizlerle dolu. Can acıtıcı ne varsa başına gelebiliyor yaşarken. Mesela ben hiç deprem nedir bilmezdim. Daha önce çocukken haberlerde Erzincan ve Dinar depremi haberlerini duymuştum. Anlam verememiştim. Anlamak için yaşamak gerekiyormuş maalesef :(

17 Ağustos 1999 güzel bir yaz akşamı. Evdeyiz. Ailem bizi ziyarete Yalova'ya gelmiş. Çınarcık sahilde dolaşmış, dondurma yemiş gelmişiz eve. Yeni yeni yatma hazırlığı yapıyoruz. Birden bir uğultu koptu. O ses. Anlatamam ki size. Sanki dünya başımıza yıkılıyordu. Ki zaten öyleymiş.

Uğultunun ardından çamaşır makinesinin içindeki çamaşırlar gibi dönmeye, savrulmaya başladık. Koskoca bina bir çocuğun elindeki oyuncak gibi her yöne yukarı aşağı sallanıp duruyordu. Anlamadım ne olduğunu. Bitmek bilmiyordu üstelik. Ayağa kalktım. Düştüm. Kafama sert bir şey çarptı. Yanaklarımdan ılık ılık kan akmaya başladı ama acımadı. Öyle korkuyordum ki o anda acıyla işim yoktu.



45 saniye sonrasında daha önce deprem yaşamış olan babam " deprem oldu, sakince aşağıya inelim" dedi. Hep beraber zifiri karanlıkta gözyaşları içinde aşağıya indik. Tüm sokak dışarıdaydı. Ağlayanlar, bağıranlar. Mahallemizde yıkıntı olmamıştı. Büyük bir depremdi ama sanki bir şeyde yapmamıştı bize. Bir on dakika sonra polis olan komşumuzun telsizinden hiç unutmadığım şu sözler döküldü:

"sesimi duyan polis arkadaşlar görev başına, Yalova yerle bir oldu"

Babam hadi hastaneye gidiyoruz bize ihtiyaç vardır dedi. Evden hastaneye varana kadar işin boyutunu anlamıştım. Sokaklar geçilemez olmuştu. Yangın çıkmıştı. İnsanlar sokaklarda çaresiz. Hastane bahçesine ulaştığımda kıyametin tamda bu olduğunu anladım. Onlarca, yüzlerce insan. Yaralı, ölmüş,parçalanmış,her yer kan. Arkadaşlarımın arasına katıldım. Babamda sağlık memurudur. O da hemen eline bir kaç malzeme aldı ve yaralıların içine daldı. Dikiş attık, pansuman yaptık, ağladık, yine dikiş attık, yine serum taktık yine ağladık. Birbirimize sarıldık, çalıştık...Ta ki sabah olmaya başlayıp gün ağarınca anladık nasıl bir durumun içindeyiz. Her yer kan. Her yer yıkıntı. Her yer ölüm...


İrfan,özlem,afitap,paşa,melahat,deniz,ilhami, esma,ferhat,cumhur,aysel,melih,gürsel ve ismini bilmediğim bir sürü insan bir anda öleli 20 yıl olmuş...Tarık (kuzenim) 20 yıldır kayıp ne ölüsü ne dirisi var....20 yıl olmuş sanki dün gibi...17 ağustos seni sevmiyorum....

İşte bu da ilk gecenin sabahı videosu. Videoda babam, annem ve ben varız...
Yüreğiniz el verirse bakın..
TIK TIK

9 yorum:

  1. 20 yıl geçmiş ama dediğiniz gibi sanki dün gibi. Büyük bir afetti. Umarım tekrarı yaşanmaz. Kuzeninizin kayıp olmasına da çok üzüldüm. Ağustos ayı benim de en sevmediğim aydır. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım olmaz kimse böyle acılar yaşamasın...

      Sil
  2. Yitip giden ne hayatlar, herkesin bir hikayesi vardır elbet ama ne hikayeler son buldu gitti 47 saniyede.insan çaresizliğini o zaman anlıyor işte.bir şekilde ders almalı yaşantısından herkes..o binaları yapanlar 3 5 kuruşun hesabını yapmasa böylemi olurdu tartışılır ve insan insana muhtaçtır bunu anlamalı gözünü para hırsı bürümüş şahıslar..ecel bu gelmişse çaresi yok tabi ama. Karşılıklı saygı ile yapılan her iş dahada geliştirir bizleri.her neyse başımız sağolsun..bir kere oldu daha olmayacak anlamını taşımıyor her an olacakmış gibi yaşamalıyız, çabalamalıyız..Saygılarımla KARDEŞİN..

    YanıtlaSil
  3. Biz de yaşadık ama sizinkisi daha sarsıcı olmuş, Allah rahmet eylesin ölenlere

    YanıtlaSil
  4. offf beee 20 sene öncesine gittim. Gözyaşı, hüzün, ölüm, kayıp...

    YanıtlaSil
  5. Çok kötü . Kimsenin başına gelmesin

    YanıtlaSil
  6. Yaşanılanların tarifsiz acılar olduğunu anlayabiliyorum. Mahvolan ve dağılan hayatlar da cabasıydı, tüm Türkiye çok üzüldük. Allah bir daha yaşatmasın.

    YanıtlaSil
  7. Nur içinde yatsın hepsi.

    YanıtlaSil
  8. Ne denir ki? Tam merkezinde o anları yaşayanlara, yakınlarını kaybedenlere sabırlar diliyorum.

    YanıtlaSil