Kurban Bayramı bence en zahmetli ve yorucu bayram. Geleni gideni ayrı, bütün gün etlerle uğraşması ayrı hele yaz günlerine denk gelince ve 9 gün gibi bir süre olunca tatile gidememek ayrı ( ki bence en zoru bu)
"Ya bırak bir bayramı da ailenizle geçirin büyükleri ziyaret edin" diyenlerdenseniz bu yazıyı hiç okumayın :)
Ben de bayram gibi bayram yapmayı seviyorum yalan yok ama yılda bir kez Ramazan Bayramı bence bunun için yeterli. Kurban Bayramı bizim olmalı :))
Bu bayramda Erdek Turan Köy'e kaçma planları yapmıştık. Ancak daha önceki postta yazdığım gibi bebeğimiz hala hastanede yatıyordu ve ben evden uzaklaşmak istemiyordum. Bu sebeple deniz tatili planını iptal ettik. İlk gün eşim, çocukları da alarak önce namaza sonrasında da kurbanımızı kesmeye gitti. Oldukça geç geldiler. Gece saatlerine kadar etlerin paylaşımı ile uğraştık.
Ertesi gün aile ve eş dost ziyaretleri yaptık. 3. gün günübirlik kayın validemin yanına geçtik. 1 gece kaldık ve evimize döndük.
Allah'a şükürler olsun ki bebeğimizin durumu da iyiye gidiyordu , doktorumuz güzel haberler verdi. Hal böyle olunca son bir yaza veda turu atmaya karar verdik.
Amacımız İznik'te yer alan Tacir ve Sansarak Kanyonlarını görmek ve birinde bir gecelik kamp yapmaktı. Çocukları bizimle gelmeye ikna edemedik, biz de karı koca düştük yollara.
Önce İznik ilçesine bağlı Elbeyli Köyüne gittik. Harika bir yer. Yer Altı Mezarı, Tarihi Çınar ve Dikili Taş'ı gördük.
Bu harika yerlerden sonra yönümüzü TACİR Kanyonuna döndük. Tacir'e ulaşmak için geçtiğimiz köyler muhteşemdi. Hele Ömerli Köyüne bayıldık. Şirince gibiydi. Kanyona ulaştığımızda aracımızı park ederek sağda solda piknik yapan insanları selamladık, bayramlaştık ve kanyonun derinliklerine daldık. Harika manzaralar eşliğinde kanyonunun tamamını olmasa da büyük bir kısmını yürüdük.
Kanyon içerisinde atlama tramplenlerinin olduğu şelale göletleri ilgimizi çekti. 2 metre yükseklikten 3 metre derinliği olan ufak ama derin çukur göletlere gençler akrobasik hareketler yaparak atlıyorlar. Soğuk ve pırıl pırıl bir su var.Kanyondan çıktığımızda kamyonet kasasına piknik sofrası kurmuş bir aile ile tanıştık. Tacir'de bakkal dükkanı işleten Mustafa bey ve ailesi. Ailenin en büyüğü babanne bana bakıp "kız buralarda ne var, bir de kamp kuracanız" dedi. Onun için saçma bir aktivite olduğu belli. :)) Haksız da değil. Ama bize kıyamadı, sofralarına davet ettiler. Kendi kurbanlarından, tatlılarından, taze sebze ve meyvelerinden ikram ettiler. Ve hatta bu güzel insanlar madem çadır kuracaksınız bunları da yanınıza alın diyerek bizlere koca bir poşet yiyecek verdiler. Teyzeye "ay teyzem iki kişiyiz gerek yok" dediğimde aldığım cevap muhteşemdi. "Kızım bak sen bizim soframıza misafir oldun, ya sana da bir misafir gelirse. Al hepsini helal olsun" dedi. Bir kez daha güzel yurdumun güzel insanlarına hayran oldum. teşekkür ederek yanlarından ayrıldık. Sansarak Kanyonuna doğru.
Yol boyu gördüğümüz muhteşem manzara, verimli meyve bağları bizleri büyüledi. Hele gece dolunay eşliğinde mola verdiğimiz bir gölet var ki muhteşemdi.
Tepeden İznik manzaralı olan köye ait göletin orada sadece ay ışığının aydınlatmasından faydalanarak semaverimizi yaktık ve çayımızı içtik. Uzaktan gelen ulumalar neye aitti bilemiyorum ama dolunayın yarattığı muhteşem ormana bizimle birlikte kurtlar, çakallar eşlik ediyordu.
Sansarak Kanyonuna ulaşmayı kafaya koymuştuk. Gece olması bizi engellemeyecekti. Sansarak Köyüne ulaştık. Türkiye'de bu şekilde başka bir köy varmıdır gerçekten bilemiyorum. O kadar etkileyici ve şaşırtıcı ki ne yazsam nasıl yazsam anlatamam.
Köyde çektiğim fotoğraflar yanımda olmadığından http://cerentuncerphotoblog.blogspot.com sayfasından bir fotoğraf kullandım. Umarım sakıncası yoktur... Fotoğrafın üzerine tıklarsanız ilgili sayfayı görebilirsiniz.
Köyün nerdeyse tamamı kerpiç evlerden oluşuyor. Sanki orada bir köy olduğu unutulmuş gibi bir izlenim uyandırıyor insanda.
Kanyona ulaştığımızda sanırım bize yön verecek bir rehberimiz olmadığından çokta başarılı olamadık. Ama kanyon içerisinde bir aşağı bir yukarı gezdik. Harika fotoğraflar çektik. Bol bol böğürtlen, kızılcık yedik. Kaynak suyundan kana kana içtik. Ancak kamp yapmaya gelince bir kadın ve bir erkek olarak gittiğimizden kamp yapacak kadar güvende hissedemedik kendimizi.
Gecenin bilmem kaçında yoksa eve mi dönsek artık diye konuşurken İznik merkezine indik. Göl kenarında uygun bir yer bulabiliriz diye düşünmüştük. Ancak gölün İznik tarafı da bu işler için çok uygun gelmedi bize. Orhangazi göl kenarında yer alan piknik alanına kadar yol aldık. Sonunda kendimiz iyi ve güvende hssedeceğimiz bir yer bulunca hemen gölün önüne kurduk çadırımızı.
Gece dolunay eşliğinde harika bir uyku ve sonrasında sabah kuş sesleri eşliğinde muhteşem bir manzaraya uyanmak bize oldukça iyi geldi.
Ancak belirtmeden geçemeyeceğim Orhangazi göl kenarında gece inanılmaz gürültü var. Biz orada kamp kurduktan sonra gece silah atanlar mı dersiniz, araçlarla son ses müzik eşliğinde doğan slx gençliği mi dersiniz, motosiklet ile pat pat yapanlar mı dersiniz ne arasanız var. Kontroller yapılıyor mu bilemiyorum ama bence polis ekiplerinin nöbet tutmaları gereken bir bölge. Yine de kamp için uygun sayılabilir. Çünkü çok fazla çadır kurmuş insan var etrafta.
Kampımızda kahvaltımızı yaptıktan sonra Gemlik'e doğru yola düştük. Çünkü daha önce Gemlik köylerini gezmemiştik. Bunun Gemlik'e haksızlık olduğuna karar verip vurduk Gemlik dağlarına. Gerçekten görülmeye değer olduğunu söylemeliyim. İsimlerini hatırlayamıyorum ama Gemlik'ten Hamzalı Köyüne gitmek istediğimizi söylediğimizde bize tarif edilen yol üzerinde birbirinden güzel bir çok köy gördük. Keçi sürüleri dağların hakimi olmuştu. Çobanlarla sohbet ettik.
Sonuç itibari ile yaşadığınız şehrin dağlarına doğru rotayı çevirdiğinizde muhteşem güzellikler görmeniz garanti. Hiç üşenmeyin çadırı kaptığınız gibi kendinizi dağlara, köylere atın. 1 gün de bile gördüklerinizi bir ömür boyu unutamayacaksınız.
Bence iyi ki kaçmışsınız.Yazdıklarını bir solukta okudum gerçekten tam isabet bir gezi olmuş.Çocuklar gelmemekle çok şey kaçırmış.Selamlar sevgiler...
YanıtlaSilBöyle kaçamaklar güzel oluyor. Kurban Bayramı benim için de çok yorucu oluyor.
YanıtlaSilO teyzem gibi insanlara hayranım ya. O kerpiç evlerden yapılma köyde güzelmiş 😀
YanıtlaSil