- İstersen hastanede yat tedavine devam edelim ya da kalan zamanını sen nasıl istersen öyle geçir.
Kadın kalan zamanını çocukları ve eşiyle geçirmek istediğini söyleyip evine gidiyor. Çocuklarına olacakları anlatıyor hem de hiç kıvırmadan, yalan konuşmadan. Onlar için günlük yazmaya başlıyor.
Bu hikaye beni çok etkiledi okuduğumda.TIK TIK
Bu hafta sonu Gebze'de aile büyüklerimizi ziyaret ettik. Orada bir hastamız vardı. Kanser. Kendisi bilmiyor.Bütün aile hatta köylüler seferber olmuşlar ama adamcağız kendisini şeker hastalığından dolayı halsiz düşmüş sanıyor. Ben dedim ki:
-Neden hastalığını kendisine söylemediniz?
-Çok acımasızsın ona moral lazım, söylenmez dediler.
-Valla sizden birine bir şey olsa ben saklamam söylerim, belki kalan vaktinde helalleşmek istersin,söylemek istediklerin vardır söylemek istersin ya da ne bileyim tövbe etmek istersin.Bu hakkı elinizden alamam dedim.
Şimdi sizlerin fikrini merak ediyorum açıkçası. Sizce ben sağlıkçı olmam sebebiyle bu konuda fazla mı acımasızım ya da sizde benimle aynı fikirde misiniz?
:( Alah kimsenin başına vermesin tabi ama söylemek en doğrusu gibi geliyor bana
YanıtlaSilsevda,
YanıtlaSilhayır sen acımasız değilsin,
ancak etrafımızda ne çok kanser var,ve görüyoruz ki ileri yaşlarda olanları bile evresi ileri olanları bile yaşayacaklarına hazırlamak yerine ha bire dayıyorlar ilaçları yada operasyonları.
tıp mensupları bile kabullenip daha fazla hırpalamak yerine diye bir düşünceye sahip olamazken,yada olmamayı tercih ederken?
nasıl olacak da hasta takkeyi önüme alayım,du bakalım ben ne yapayım desin!
tabi bu arada hastalığa yaklaşım da bi kültür meselesi,bizim kültürümüzde yokmuş gibi yapmak daha baskın,başımıza gelen başka şeylerde de böyleyiz biz.
tabi hikayeyi okumak bile benim içimi parçaladı o da başka mevzu:(((
sevgiler
Ben dayıma söyleyemedim. Ne bileyim , yapamadım. Sanki durup ölümü beklemesindense bir umudu olması daha iyi gibi geldi. Zaten o kadar hastaydı ki, son günlerini evinde huzurla geçirecek bir hali yoktu...
YanıtlaSil