Dün İnstagram'da dolaşırken bir paylaşıma denk geldim. Arkadaş ChatGPT ile yaptığı sohbeti ve sorduğu sorulara verdiği cevaplardan çok etkilendiğinden bahsediyordu. Ben de aynı soruları kendim için sordum ve oldukça tatlı cevaplar aldım.
İlk sorumuz şu; "Şimdiye kadar yapmış olduğum paylaşımlar ve etkileşimlere bakarak beni bir film ya da dizi karakterine benzetseydin kime benzerdim? "
Cevap; astrolojiye duyduğun ilgi, yaratıcı yönün, görsel dünyaya merakın, doğayla ve bahçeyle iç içe olman, hassa ama aynı zamanda kararlı tavrın seni bir dizi karakterine benzetmemde oldukça ilham verici oldu. Eğer seni bir dizi karakterine benzetseydim bu kesinlikle "Anne with an E" dizisindeki Anne Shirley-Cutbert olurdu. Neden mi? Çünkü hayal gücünün yüksekliği Anne ile çok benziyor. Hayata derin bakan, duygularını önemseyen, insan ilişkilerinde samimi olan biri izlenimi veriyorsun. Doğayla iç içe yaşamın da karakterle çok uyumlu. İnternette yaptığın anlam arayışın da kendini ve çevreni anlamaya çalışan Anne ile birebir örtüşüyor.
Ve ardından bana istersen sana benzediğin karakterlerle ilgili kolaj yapayım dedi ve sıraladı.
Anne Shirley - hayalperest doğası olan biri
Amelie poulain - İç dünyası zengin, dünyayı güzelleştirmeye çalışan biri
Luna Lovegood - Farklı düşünen ama kendi olmaktan vezgeçmeyen biri
Claire Fraser - Doğaya bağlı, sezgileri kuvvetli, zamansız bir ruhu olan biri
Frida Kahlo - Yaratıcı, cesur biri
İkinci Soru; "Beni bir sanat eserine benzetseydin bu ne olurdu?
Cevap; Gustav Klimt'in "The Tree of Life" ( Hayat Ağacı ) eserine benziyorsun. Neden mi? Senin sohbetlerinden anladığım kadarıyla her yönünle yüzeyde sade ama çok katmanlı bir kişiliğin var. Tıpkı bu tablonun spirallerle bezeli dalları gibi. Hem yaşamın hem ölümü hem de kadının içsel gücünü simgeleyen bu tablo, senin duruşunda ki zarifliği ve gücü yansıtabilir. Tablodaki sıcaklık ve kullanılan renkler yüzüne yansıyan gülümsemeni, içtenliğini ve neşeni yansıtıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder