19 Eylül 2014 Cuma

OĞLUMUN ELLERİ SİHİRLİ :)


                                         

Evimizin bahçesinde kırmızı ve sarı renkte akşam sefaları var. Öbek öbek o kadar güzeller ki. Geçen gün küçük oğlumla dış kapıda annemi beklerken dedim ki:
-Annem baksana bunlar ne güzel oldular..
Ufaklık dedi ki:
-Onları zaten biz diktik.
-Hadi ordan nasıl sen diktin? dedim.
-Anne Ahmet'lerin bahçede bunlardan vardı. Biz de Mehmet Ali ile bir sürü tohum toplamıştık oradan, sonra eve gelirken bunları eve getirmeyeyim dedik ve hepsini buraya serpiştirdik. dedi.
Anlayacağınız oğlumun sayesinde bahçemizde harika akşam sefaları var.
Demek ki neymiş toprağa düşen her tohum aslında bir hazineymiş.

9 Eylül 2014 Salı

ACIMASIZ MIYIM?

Geçenlerde Ayşe Arman'ın kanserli bir anne ile yaptığı röportajı okumuştum. Kadın iki çocuk sahibi, kendisi Amerika'lı eşi Türk. Kanser olduğunu öğreniyor. Son evresinde artık hastalığın yani kurtulmak imkansız. Doktoru olabilecekleri anlatıyor ve diyor ki :
- İstersen hastanede yat tedavine devam edelim ya da kalan zamanını sen nasıl istersen öyle geçir.
Kadın kalan zamanını çocukları ve eşiyle geçirmek istediğini söyleyip evine gidiyor. Çocuklarına olacakları anlatıyor hem de hiç kıvırmadan, yalan konuşmadan. Onlar için günlük yazmaya başlıyor.
Bu hikaye beni çok etkiledi okuduğumda.TIK TIK


Bu hafta sonu Gebze'de aile büyüklerimizi ziyaret ettik. Orada bir hastamız vardı. Kanser. Kendisi bilmiyor.Bütün aile hatta köylüler seferber olmuşlar ama adamcağız kendisini şeker hastalığından dolayı halsiz düşmüş sanıyor. Ben dedim ki:
-Neden hastalığını kendisine söylemediniz?
-Çok acımasızsın ona moral lazım, söylenmez dediler.
-Valla sizden birine bir şey olsa ben saklamam söylerim, belki kalan vaktinde helalleşmek istersin,söylemek istediklerin vardır söylemek istersin ya da ne bileyim tövbe etmek istersin.Bu hakkı elinizden alamam dedim.


Şimdi sizlerin fikrini merak ediyorum açıkçası. Sizce ben sağlıkçı olmam sebebiyle bu konuda fazla mı acımasızım ya da sizde benimle aynı fikirde misiniz?